Tarih: 28.10.2025 14:18

Balıkesir Sındırgı merkezli depremde yıkılan binaların enkazı kaldırılıyor

Facebook Twitter Linked-in

Depremin ardından bölgeye sevk edilen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü ekipleri, hasar tespit çalışmalarını sürdürüyor.

Ekipler, beton dayanıklılığının incelenmesi için çöken yapılardan karot örnekleri aldı.

İnceleme ve belgeleme işlemlerinin tamamlanmasının ardından yıkılan binalarda enkaz kaldırma çalışmalarına kontrollü şekilde başlandı.

Devlet Su İşlerine ait iş makineleriyle yürütülen çalışmalarda, kamyonlara yüklenen enkazlar belirlenen döküm alanlarına taşınıyor.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Balıkesir'in Sındırgı ilçesinde, dün saat 22.48'de meydana gelen 6,1 büyüklüğündeki depreme ilişkin Sındırgı İlçe Emniyet Müdürlüğü önünde gazetecilere yaptığı açıklamada, deprem meydana gelir gelmez İçişleri Bakanlığı AFAD koordinasyonunda, başta Balıkesir Valiliği ile devlete ait tüm kurum ve kuruluşların süratle Türkiye Acil Müdahale Planı kapsamında, görevine başladığını söyledi.

Depremin Manisa, İzmir, Uşak, Bursa, İstanbul, Yalova ve Çanakkale'de hissedildiğini belirten Yerlikaya, "Depremden etkilenen başta Sındırgı ve Balıkesir olmak üzere, bu illerin tamamında çok şükür can kaybı yaşanmadı. Sındırgı'da 26 vatandaş, hafif yaralanmış, hastaneler müracaat etmişler ve şu ana kadar hepsi taburcu oldu. Her birine geçmiş olsun." ifadesini kullandı.

Bakan Yerlikaya, bu saate kadar ilçeden 112 Acil Çağrı Merkezi'ne 507 çağrı geldiğini aktararak, şunları kaydetti:

"Bunların her biriyle ilgili gerekli aksiyonlar alındı. Bu çağrılardan 30'u hasarla ilgili ihbarlar. Dün 22.48'den bugüne 4 ve üzeri 12 artçı deprem meydana geldi. Bugün Valimiz, hasar tespitleriyle ilgili başta okullar, tüm kamu kurum ve kuruluşları, hasarla ilgili çağrılardan başlamak üzere sabah çok erken vakitlerde hasar tespit çalışmalarına başladı. Eğitime bir gün, bugün ara verildi. AFAD, itfaiye, jandarma, emniyet, Savunma Bakanlığı, Büyükşehir Belediyesi ile ilçe belediyeleri, sağlık ekipleri, Aile ve Sosyal Hizmetler, Orman Genel Müdürlüğü, Kızılay ve sivil toplum kuruluşları tarafından 1024 personel ve 250 araçla müdahale çalışmalarımız deprem anından itibaren başladı ve devam ediyor. Depremin yıktığı 4 binadan 3'ü içinde yaşam olmayan, 10 Ağustos'taki depreminde ağır hasarlı olarak tespit edilen ve yaşamsal olarak terk edilen binalardı. Diğer yıkılan bina ise içinde 4 bağımsız iş yerinin olduğu yerdi."

Hasar tespitiyle ilgili çalışmalara, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının 250 araç 507 personelle sabah erken vakitte başladığını aktaran Yerlikaya, ilçedeki 7 merkez mahalle ve 68 kırsal mahallede çalışmaların yapıldığını, hasar tespitleri yapıldıktan sonra sonuçların paylaşılacağını anlattı.

Yerlikaya, ağır hasarlı konut tespitinde AFAD konteyneri veya kira yardımı olmak üzere vatandaşlara 2 opsiyon sunduklarını anımsatarak, ilçeye 100 yaşam konteyneri getirdiklerini, hasar tespiti biter bitmez vatandaşın talebini gerçekleştirmeye hazır olduklarını vurguladı.

"An itibarıyla herhangi bir ulaşım ve altyapı problemi de söz konusu değil"

Bakan Yerlikaya, depremden hemen sonra evine girmek istemeyen 82 vatandaşın camiler, okullar ve konferans salonlarında misafir edildiğini, 2 bin battaniye dağıttıklarını dile getirdi.

Kızılay'ın depremden hemen sonra her lokasyonda çorba, çay, içecek ikramında bulunduğunu ifade eden Yerlikaya, ilçede depremden sonraki ilk 1,5 saat olumsuzluk olduğunu, bu sıkıntının süratle giderildiğini, elektrikle ilgili bir sıkıntı söz konusu olmadığını aktardı.

Ali Yerlikaya, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Haberleşmeyle ilgili de bir sıkıntı yok. Buna rağmen AFAD, 9 geçici baz istasyonu getirdi, bekliyor. Yangın grubu, Sındırgı'da bir yangın rapor etti ve süratle bu yangın da söndürüldü. An itibarıyla herhangi bir ulaşım ve altyapı problemi de söz konusu değil. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı 11 personel, 5 araçla Afet Psikososyal Destek Grubu ile faaliyet gösteriyor. Meydana gelen depremde, vatandaşların acil ihtiyaçlarının karşılanması, konteyner kurulumu, dağıtım süreçleri, herhangi bir giderle ilgili acil destek ödemesi olarak, valimizin emrine 25 milyon lira gönderildi. Can kaybının olmaması, tedavisi devam eden yaralı olmamasına şükrediyoruz."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a deprem anından itibaren durumu arz ettiğini ve talimatlarını aldığını anlatan Yerlikaya, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın geçmiş olsun dileklerini iletti.

Türkiye Acil Müdahale Planı'nın devamlı kendini güncellediğini, müdahale ve iyileştirmede aynı anda aksiyon alındığını, vatandaşa doğru ve zamanında bilgilendirme yapıldığını vurgulayan Yerlikaya, "Böyle durumlarda sosyal medyada gerçeği yansıtmayan, doğru olmayan bazı bilgiler yansıtılıyor. Vatandaşların bundan olumsuz etkilenmemeleri için yetkili ağızdan olmayan bilgi paylaşımlarını dikkate almayın." dedi.

Depremde yaralanan 26 kişi taburcu edildi

Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, yaptığı açıklamada şunları kaydetti:

"Balıkesir'de meydana gelen ve çevre illerde de hissedilen depremde, atlama ve düşme gibi ikincil sebeplerden dolayı yaralanan 26 vatandaşımızın tamamının tedavileri hastanelerimizde yapılmış, tüm yaralılarımız taburcu edilmiştir. Vatandaşlarımıza bir kez daha geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum."

 

330 artçı sarsıntı kaydedildi

Balıkesir'in yanı sıra İzmir, Bursa, İstanbul, Tekirdağ, Kocaeli ve Sakarya'da olmak üzere Marmara ile Ege bölgelerindeki birçok ilde de hissedilen depremin 5,99 kilometre derinlikte meydana geldiği belirlendi.

6,1 büyüklüğündeki depremin ardından, dün saat 22.48'den bugün saat 11.00'e kadar geçen yaklaşık 13 saatlik sürede toplam 330 artçı sarsıntı kaydedildi.

AA muhabirinin deprem izleme istatistiklerinden derlediği bilgilere göre, 6,1'lik ana sarsıntının hemen ardından bölgedeki sismik hareketlilik yoğunlaştı. Buna göre, 4 ve üzeri büyüklükteki artçı sayısı 12 olarak kaydedildi.

En büyüğü 4,8 olan çok sayıda artçı sarsıntı nedeniyle, ilçede 10 Ağustos'ta meydana gelen 6,1 büyüklüğündeki depremin ardından ağır hasarlı olduğu için boşaltılan 2 katlı bina kısmen çöktü.

Ekipler, binanın çevresinde önlem aldı.

Mahalle sakinlerinden İbrahim Uslu, bölgede artçı sarsıntıların devam ettiğini belirterek, "Şuraya kadar gitmiştim. Arkamı döndüğümde baktım bina yıkılmış, sallanmaya devam ediyoruz." dedi.

Mehmet Gül de binadan çıtırtılar geldiğini anlatarak, "Millet kaçışmaya başladı. O arada iki dakika sürmeden çöktü." ifadesini kullandı.

Esnaf depremde yıkılan ya da hasar gören iş yerlerinin üzüntüsünü yaşıyor

Depremin merkez üssü olan ilçedeki sarsıntı, konutların yanı sıra iş yerlerine de zarar verdi.

Sarsıntı nedeniyle birçok işletme ve içerisindeki ürünler zarar görürken, bazı iş yerleri ise enkaza döndü.

İş yerlerine gelen esnaf, gördükleri manzara karşısında üzüntü yaşadı.

Kültür Caddesi'nde yıkılan beyaz eşya satışı yapılan iş yerinin sahibi Esin Çakır, AA muhabirine, deprem sırasında il dışında olduğunu ve oğlu ile gelinin ilçede bulunduğunu söyledi.

Depremde iş yerlerinin yıkıldığını ifade eden Çakır, "Oğlum ve gelinim, depremin ardından güvenlik kamerasından iş yerinin çöktüğünü gördü. Burası 2 katlı, bizden başka 3 dükkan daha vardı. Çok üzgünüm. Tek mutluluğum ve sevincim çöken iş yerinde çocuklarım olmaması. Canımıza bir şey olmadı. Allah kimsenin başına vermesin." dedi.

Gazi Mustafa Kemal Caddesi'nde züccaciye dükkanı işleten Ramazan Özden ise 500 metrekarelik işletmesinde 19 yıldır müşterilerine hizmet verdiğini anlattı.

Özden, 10 Ağustos'ta meydana gelen 6,1 büyüklüğündeki depremin ardından yetkililerin açıklamasıyla dükkanını açtığını belirterek, "İlk depremde 200 bin liraya kadar zararım vardı. Bu depremde tahminen zarar 400 bin lira oldu. İlk depremin ardından tam iş olmaya başlarken yeni deprem oldu." ifadelerini kullandı.

Depremde yıkılan ahırın enkazı altında kalan eşek kurtarıldı

Kırsal Işıklar Mahallesi'nde İbrahim isimli bir vatandaşa ait ahır depremde yıkıldı, eşeği enkaz altında kaldı.

Hayvan, çevredekilerin yardımıyla kurtarıldı.

Eşeğin enkazdan çıkarıldığı anlar cep telefonuyla kaydedildi.

Sındırgı'da eşeği Kadife'yi enkazdan kurtaran sahibi duygusal anlar yaşadı

İlçeye bağlı kırsal Işıklar Mahallesi'nde İbrahim Erbaş'ın ahırı kısmen yıkıldı.

Yıkılan ahırına giden Erbaş, Kadife ismini verdiği eşeğinin molozların altında kaldığını fark etti.

Mahallelilerden yardım isteyen Erbaş, yaklaşık 1 saatlik çalışmanın ardından Kadife'yi enkazdan kurtarmayı başardı.

Kurtarma anlarını anlatan Erbaş, duygusal anlar yaşadı.

"Kurtarınca çok sevindim ve duygulandım"

Erbaş, AA muhabirine, depremi çok şiddetli yaşadıklarını söyledi.

O sırada evden çıktıklarını ve hemen çevredeki zararları kontrol etmeye başladıklarını belirten Erbaş, "Diğer evime geldiğimde ahırımın yıkıldığını gördüm. Bu sırada eşeğimin de baygın halde enkazda kaldığını gördüm." dedi.

Eşeği kurtarmak için mücadele ettiğini ama başarısız olunca çevredekilerden yardım istediğini anlatan Erbaş, şöyle konuştu:

"Benimle beraber arkadaşlarım mücadele ettiler. Allah hepsinden razı olsun. Enkazın altındaydı eşeğim. Yaklaşık 1 saat mücadele ettik. Sonunda başardık. O da can taşıyor. Benim için değerli. Her işimde yükümü paylaşıyor. Sürekli yanımda. Kurtarınca çok sevindim ve duygulandım. Dünyalar benim oldu. Yaklaşık 10 yıldır küçüklüğünden bu yana benimle. Her işimi görür. Allah ondan da razı olsun. Kadife benim için değerli. Yüküme ortak oluyor. O olmasa ben yük falan taşıyamam. Hem iş hem yoldaşım oluyor. Ona bir şey olursa çok üzülürdüm."

Deprem sonrası uzmanlardan "deprem fırtınası" değerlendirmesi

Balıkesir'in yanı sıra başta İstanbul olmak üzere çevre illerde de hissedilen depremi AA muhabirine değerlendiren jeoloji yüksek mühendisi Prof. Dr. Okan Tüysüz, depremlerin bir enerji boşalması olduğunu söyledi.

Bu enerji miktarını kıyaslamak adına dinamit ya da atom bombası benzetmelerinin yapılabileceğini aktaran Tüysüz, "Dün olan deprem, 21 bin 300 tonluk dinamit patlamasına eşdeğer. Aynı zamanda Nagazaki'ye atılan bir atom bombası kadar bir enerji yaymış. 10 Ağustos'tan bu zamana kadar 12 bindi, bugün aldığım bilgi 14 bin kadar deprem oldu. Bu depremden sonra da bu aktivite sürecektir." ifadelerini kullandı.

Depremler birkaç hafta sürebilir

Tüysüz, bu depremlerin en az birkaç hafta süreceğini dile getirerek, şöyle devam etti:

"Daha da uzun süren bu tür deprem etkinlikleri var. Bunun da uzun sürmesi kuvvetle muhtemel. Burada depremin olması, orada bulunan bir fayın kırılması, o fayın çevredeki diğer fayları etkilemesiyle ortaya çıkan bir durum. Büyük olasılıkla 10 Ağustos'ta yaşanan 6,1 depremin arkasından dün akşam yaşanan deprem birbirini etkileyen iki olaydır. Bölgedeki daha küçük faylar da bu nedenle kırılıyorlar. Bu kırılma sonucu da sürekli depremler oluyor. Dolayısıyla bir stres boşalması olması söz konusu."

Depremlerin yıkıcılığını etkileyen faktörlerin başında büyüklüğü geldiğini aktaran Tüysüz, şöyle konuştu:

"Genellikle ülkemiz için yıkıcı deprem aşağı yukarı 6,5 büyüklüğünden başlar. Yani 6,5'in üzerindeki depremler yıkıcıdır. İkincisi, depremin yakınlığı ya da uzaklığıdır. Bu deprem şehrin içinde değil, yaklaşık 20-30 kilometre uzağında. Bir diğeri de zemin faktörü ve daha da önemlisi belki bina kalitesi problemi. Bütün bunlar birleşirse yoğun hasar meydana geliyor. Bir de depremin yüzeyde yarattığı sarsıntı miktarı ivmeyle ölçülüyor. Henüz ivme kayıtlarını görmedik ama demek ki çok yüksek ivmeler değil."

Prof. Dr. Tüysüz, depremin Sındırgı fayı kollarından birinde meydana geldiğini ve olası Marmara depremini tetiklemeyeceğini belirterek, "Yüzeyde görünen bir fay değil. Büyük olasılıkla yer altında mevcut. Ege Bölgesi özellikle dünyanın en sık deprem olan bölgelerinden bir tanesi. Önemli olan depreme hazır olmak. Türkiye bir deprem ülkesi ve bu tür depremlerde hiç bizim hasar görmememiz lazım, görmeyecek şekilde kendimizi, toplumumuzu ve yapı stokumuzu hazır etmemiz gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.

"Hasarlı binalardan uzak durun" uyarısı

İstanbul Arel Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mehmet Fatih Altan da depremin termal depremlerden olduğunu belirterek, "10 Ağustos'ta olan 6,1 büyüklüğündeki deprem gibi deprem fırtınası oluşturur. 1-2 ay 4,3 ile 2,1 büyüklüğündeki artçı depremlerle devam eder. 1-2 ay da böyle yine binlerce deprem oluşturarak deprem fırtınası şeklinde devam etmesi beklenmektedir. Daha büyük bir deprem oluşturmaz, deprem fırtınaları bu şekilde devam eder." ifadelerini kullandı.

Altan, binaların bu tip deprem fırtınalarıyla sürekli dinamik etkilere maruz kaldığını belirterek, şunları aktardı:

"Bu dinamik etkiler, sarsıntılar, sürekli hareketlilik, yapıları yıpratmakta ve taşıyıcı sistemlerde hasarlar oluşturduğunda yapıları yıkabilmektedir. Bu şekilde dinamik etkilere eski yapı stokları dayanamaz. Burada hasar görenleri tespit etmek, az hasar görenlerin de güçlendirilerek, çok hasar görenlerin yıkılıp yeniden yapılması gerekir. Bu bölgelerimiz, deprem bölgelerimiz olduğu için yapı stoklarının hepsini tek tek kontrol ederek önceden önlem almamız gerekiyor. Yapı stoklarının bir kısmı 10 Ağustos'ta olan depremde de hasar görmüştü, 2 ay sonra da tekrar bu büyüklükteki depremle sarsılınca hasarların büyümüş olma ihtimali çok güçlü. O yüzden bunların tekrar tespit edilip, depreme dayanıklı hale getirilmeleri uygun olacaktır. Bu depremlerde hasarlı binalardan uzak durulması, kontrol edildikten sonra binalara girilmesi uygundur. Binalarda çatlak, hasar gözlemleyen vatandaşlarımızın bir an evvel onarım ya da güçlendirme yaptırarak oturmaları uygun olacak."

Kapadokya Üniversitesi Mimarlık, Tasarım ve Güzel Sanatlar Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Candan Gökçeoğlu ise depremin artçılarının süreceğini belirtti.

Prof. Dr. Gökçeoğlu, bölgede çok fazla irili ufaklı fayların olduğunu anımsatarak, şu değerlendirmede bulundu:

"Bunlar orta büyüklükte bir deprem üretebilir. Artçıların yanı sıra bunların devamı da bağımsız faylar üzerinden gelebilir. Bir taraftan enerji boşalırken bir taraftan da birikiyor, bu devinim devam ediyor. Türkiye bir deprem bölgesi ve bu depremler olacak, önemli olan kimsenin bu depremlerde burnunun kanamaması. Bu depremlerin olması sürpriz değil. Bu durum deprem fırtınası şeklinde de yorumlanır ama deprem fırtınasını daha tipik olarak Ege Denizi'nin içinde arka arkaya yüzlerce depremle yaşadık. Burada bağımsız bir deprem oldu, şu an arkasından yaşadıklarımız da bunun artçıları. Bu da birkaç ay devam edecektir."

Aynı zamanda Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Deprem Bilim Kurulu Üyesi de olan Prof. Dr. Sözbilir, depremin ardından bölgede farklı büyüklükte 200'den fazla artçı deprem meydana geldiğini söyledi.

Bölgede depremlerin daha çok deprem fırtınası şeklinde sürdüğünü ve bu durumun birkaç hafta devam edebileceğini anlatan Sözbilir, "deprem fırtınası" deyiminin yanlış değerlendirilmemesi gerektiğini belirtti.

Prof. Dr. Sözbilir, deprem fırtınası deyiminin zarar verici bir mekanizma olarak anlaşılmaması gerektiğini kaydederek, "Tam tersine, deprem fırtınası büyük ölçekli bir ana şoktan sonra, 3-4 ve 5 büyüklüğündeki depremlerin daha sık olması demek. Deprem fırtınası zarar verici bir mekanizma anlamında anlaşılmasın. Tamamen sistemin rahatlaması için, jeotermal sistemin varlığından dolayı gelişen bir mekanizma gibi düşünülebilir." ifadelerini kullandı.

"İlk deprem ikinci depremi tetikledi"

Sındırgı fayında 10 Ağustos'ta meydana gelen depremden sonra tekrar aynı büyüklükte deprem yaşanmasının ilginç olduğunu dile getiren Sözbilir, "İlk depremin oluşum yeri biraz daha kuzeybatıda, ikinci depremin yeri biraz daha güneydoğuda yer alıyor. Dolayısıyla ilk depremin ikinci depremi tetiklediği şeklinde bir değerlendirme yapabiliriz. Burada depremin 6,1 büyüklüğünde tekrar etmesinin faydan kaynaklı olduğunu söyleyebiliriz." dedi.

Sözbilir, 10 Ağustos'taki depreminin ardından Sındırgı'nın güneyindeki dağlık alanda yaptıkları bilimsel çalışmada bölgede yeni 6 sismik fay tespit ettiklerini, bu fayların tetiklendiğini dile getirdi.

Bölgede normalde Sındırgı fayı ve ona bağlı olarak Simav Fay Zonu'nun yer aldığını belirten Sözbilir, "Depremlerin büyük çoğunluğu Simav Fay Zonu'nun dağlık alanında gerçekleşiyor. Yani güneyinde kalıyor. Haritaladığımız fayların önemli bir bölümü 10 ila 40 kilometre uzunluğa sahip. Güneydeki ana fay zonuna 'Emendere Fay Zonu' ismini verdik. Orada kaplıcalar ve jeotermal sistem söz konusu. Zaten bu jeotermal sistemin varlığı oradaki faylardaki akışkanlığın da varlığını bize anlatıyor." diye konuştu.

"Ana şoku yaşamış durumdayız"

Prof. Dr. Sözbilir, bölgede 10 Ağustos'taki depremin artçılarının devam ettiğinin altını çizerek, şöyle devam etti:

"Daha onlar bitmemişti. Dün akşam olan depreminin artçıları olmaya devam ediyor. Aslında depremler üst üste binmiş durumda. Bu aşamada birden fazla fay olduğu için öbür fayları tetikleme olasılığı da var. Artçı depremleri boşalan enerjinin bize yansıması gibi düşünebiliriz. Ama tabii ki o enerji boşa gitmiyor, yerin içinde farklı faylara dağıtılıyor ve o faylar da zamanı geldiğinde tabii ki deprem üretecek. Şu anda panik yapacak bir durum yok. Artık ana şoku yaşamış durumdayız. Artçı şoklar sırasında 5'e varan deprem büyüklüğü gerçekleşeceği için insanların dışarıda, biraz daha hasarlı binalardan uzakta durmaları gerekiyor."

Sözbilir, bölgede yaşayanların evlerine AFAD ekiplerinin kontrolünün ardından girmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Deprem sonrası 252 vatandaşa psikososyal destek sağlandı

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, yaptığı açıklamada, Sındırgı'da meydana gelen ve çevre illerden de hissedilen depremden etkilenen vatandaşlara "geçmiş olsun" dileklerini iletti.

Depremin ardından Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğüne bağlı psikososyal destek ekiplerinin ivedilikle saha çalışmalarına başladığını, depremden etkilenen vatandaşlara destek olmak için çalışmaların aralıksız sürdüğünü belirten Göktaş, şunları kaydetti:

"Balıkesir depremi sonrası 252 vatandaşımıza psikososyal destek sağladık. SYDV, VEFA, ADEM personelimiz de sahada faaliyetlerini sürdürmekte ve ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza destek sağlamaktadır. Depremden etkilenen diğer illerimizde de il müdürlerimizle süreci çok yakından takip ediyoruz. Ayrıca 52 personelimiz ve 10 araçla sahada vatandaşlarımızın acil ihtiyaçlarını karşılamak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Rabb'im ülkemizi, milletimizi her türlü afetten korusun."




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —