Eski Özel Kuvvetler komutanı emekli korgeneral Zekai Aksakallı, 15 Temmuz hain darbe girişiminin 7. yıl dönümünde Habertürk'te katıldığı canlı yayında o gece yaşananları ilk kez detaylarıyla anlattı. Aksakallı, Ömer Halisdemir'e şehadet emrini verdiği anları anlatırken duygusal anlar yaşadı.
ÖMER HALİSDEMİR'İ ARADIM…
Semih Terzi'nin gelişini öğrendikten sonra Ömer Halisdemir'i aradım. Benim o dönem 8 korumam vardı. Ömer Halisdemir de o koruma astsubaylarından biriydi. Ben karargahın dışında iken 24 saat esasına göre bu arkadaşlardan birisi komutanlık karargahında durur, ihtiyaç halinde bizimle iletişim sağlarlar. O günkü makam korumasında Ömer Halisdemir vardı. Ömer'i aradım. Bizim komuta katı diğer bölümlerden bağımsızdır. Durumu Ömer'e kısaca söyledim. 'Keşif yap, durum nedir bana ilet' dedim. Ömer çıktı, 'komutanım harekat merkezine yöneldiler. Çok iyi silahlı tesisatlı adamlarla harekat merkezini emniyete almışlar, bertaraf edilmesi için mi planlama yapacağız' dedi. Şehadet emrine kadar o gece boyunca 8 kere görüştük Ömer Halisdemir ile.
BABA OĞUL GİBİYDİK
Tarif edilmez duygular. Ömer Halisdemir 1997'den beri birlikte çalıştığımız arkadaşımızdı. Baba oğul gibiydik. Tunceli-Bingöl'de terörle mücadele harekatı yaparken 22 yaşında 1997'de katıldı. Özel kuvvetler kursunu bitirmişti. Bitirenleri birliklere birer ikişer tayin ederdik. Ömer de bir arkadaşıyla beraber bizim tabura katıldı. O yıllar terörle mücadele kritik ve yoğun geçen yıllar. Birbirini tanımanın en önemli ortamları. Artık birbirinizin zihin yapısını bile çözüyorsunuz. Yüzlerce çatışmaya girdik bölgede. Çok kritik operasyonlar yaptık.
Bizde kural vardır, ilk gelenleri çatışmalarda ön bölgeye almayız. Bunu sıkı sıkıya tembih ederim. Birgün kritik operasyonda Ömer'i yanımda gördüm. Belki de nadir kızdığım anlardan birisiydi. Şiddetle kızdım. Tim komutanı vardı, Rıza üsteğmen. Rıza'yı aradım 'emrimi dinlemiyor musunuz' diye. Arka plana gönderdik. Çok atılgan ve cesurdu. Emri verdiğinizde tereddüt olmaz, kimse geri dönüp bakmaz. Biz 20 yıl baba oğul gibiydik. O gece dramatik hadiseler yaşandığı gecede 'Ömer' dedim 'Artık ülkemiz için ölüm kalım meselesi'. 20 yıl mücadele ettik. Semih Terzi'nin hain ve alçak olduğunu, ülkeyi felakete sürüklediklerini, onun mutlaka öldürülmesini ifade ettim.
'KOMUTANIM FEDA OLSUN' DEDİ
Sonra belki kurtulma umudu olabilir diye bölgeyi tarif ettim. Dedim 'Ömer bunun sonunda şehadet olduğunu biliyorsun değil mi' dedim. 'Komutanım feda olsun' dedi. 'Hakkını helal et' dedim. 'Komutanım helal olsun, siz de helal olsun' dedi. Ondan sonra görevini yerine getirdi. Şehit haberini yine birlikte bizim yanımızda olan subaydan aldım. Daha sonra Semih Terzi'nin GATA'ya götürüldüğünü öğrendik.
Olağanüstü durumlarda daha sakin oluruz. Vakur içerisinde zerre kadar heyecan duymadan. Fakat tabii ülkenin durumundan dolayı büyük hassasiyetimiz vardı. Onun duygusal boyutu bu yöndendi. Böyle bir duygusal ortamda emri aldı. Herhangi bir heyecan, tereddüt asla! Geriye gidecek olursak, 2015'de hendek meskun mahal operasyonlarını Silopi, Cizre'de yaparken not geldi. Üssümüze saldırı vardı, yaralılar vardı. Toplantıdan izin isteyip, ayrıldım. Vali, ordu komutanı vardı. Bölgeye gittim. Yaralıları getirmelerini söyledim. Yaralıları helikopterle gönderdim. Üssün önüne gelince müthiş bir saldırı başladı. 45-50 dakika sürdü. 90'a yakın, 80 küsur füze attılar. Orada korumalar ilk refleks olarak bize kalkan oldular. Bununla ilgili çok hadiseler var. Bunların en azı 15-20 yıl bölgede geçirmiş, yüzlerce çatışmadan geçmiş, karakteri ve vatanseverliğiyle kendilerini ispat etmiş arkadaşlardı.
SEMİH TERZİ'NİN ÖLDÜRÜLMESİ TERÖRİSTLERİN MORALİNİ BOZDU
Fetullahçı teröristlerin morallerini bozdu Semih Terzi'nin öldürülmesi. Müthiş bir moral çöküntüye girdiler. Semih Terzi kara operasyonlarının komutanıydı. Marmaris, sayın Cumhurbaşkanımıza suikaste giden general Sönmez Ateş de emri Semih Terzi'den almıştı. Bizim birlik özel kuvvetler çok elit, operasyondaki başarısı çok yüksektir. O yüzden bu operasyon çok önemliydi.
Buraya gelmeden önce saat 20.00 sularında buradan yaklaşık 1 kilometre. Önce arkadaşlar orayı ele geçirdiler. Oradaki teröristlerle biraz meşgul olduk. Sonra buraya geçtik. Yaklaşık 1 kilometre mesafede. Burada da akşam telefonla ikaz ettiğim, darbenin başındaki kurmay albaya 'oğlum beni tanıyorsun, ölmez sağ kalacak olursam ne yapacağımı biliyorsun' dedim. Onlarla biraz meşgul olduk. Ömer'in naaşına yöneldim. Tarif edilmez duygular. Duamızı okuduk, alnından öptüm. Tekrar helallik istedim. Cebinde de bizim 8 maddelik emir vardı. Biraz kanlanmış, dışarı çıkmıştı.
ŞEHADET ESASTIR
Özel Kuvvetler tarihi şanlı şerefle dolu birlik. Süleymaniye'de özel kuvvetler timinin alıkonulması, çuval hadisesi dediğimiz aziz milletimizi derinden yaralamıştır. Bu tür olaylar uzun yıllar her kademesinde görev yaptığım özel kuvvetlerde, özel kuvvetler komutanı olduğunuzda geniş coğrafyadasın. Kafkaslar, Kerkük. Herkese yetişip emir verme şansın yok. Prensipler dahilinde yönetmek. Bazı konularda emir beklemeden hareket etmek için geçmiş tecrübelere dayanarak 8 maddelik emiri imza karşılığında tebliğ edilmesi. Bu konuda benden emir beklememesi gerektiğini şifahi olarak tebliğ ettik. Son madde durum ve şartlar ne olursa olsun esarete düşmek, teslim olmak asla düşünülemez, şehadet esastır.
Irak'tan sorumlu tugay komutanı iken müttefikleriniz iyi niyetle yaklaşıyorsunuz fakat onlar maalesef hedeflerden vazgeçmiyro. Kerkük'e timimiz girecekti. Amerikalılar size jest yapmak istiyor, helikopterle taşımak istiyor dendi. Çok şaştım. Şu anda hapiste olan biri 'Amerikalılar çok istiyor' dedi. Erbil havalanına indiler. Amerikan paramiliter bir grup tarafından teslim alınmaya çalışıldı. Bizim çocuklar görüşünce, emniyete alın, kimse kıpırdamasın dedikten sonra Amerikalı üs komutanı bölgenin kan gölüne döneceğini ve bu aralar çeşitli yerlerdeki birlikelrin Erbil'e intikal emrini verdik. Olay çözüldü. Bizim yaşadığımız coğrafyada proaktif davranmak zorundasın. Süleymaniye olayında komutanlık zaafiyeti mevcuttur. O ona soruyor, o ona soruyor. Böyle bir şey olmaz.
Ömer Halisdemir'in kanını muhafaza altına aldık. Adına çeşme yaptırdık. Benim haberim yoktu, basından gördüm Erzincanlı Dursun Ali bu şiiri yazıldı. Bu şiirin tamamı çeşmenin üstüne yazıldı. Annesi Fatma hanım vefat etmemişti. 7 kardeşlerdi. Biz tabii Hasan Hüseyin Amca bize 'sen de bizim evladımızsın' diye sarıldı. Bir ailenin ferdi olarak sıcak diyaloğumuz var. Halen devam ediyor. Elif'in durumunu konuştuk. Ömer'in kızı. Ömer akşam eve giderken sohbet ederdik. 15 Temmuz'dan önce 'Komutanım Elif'in tek hedefi var diş hekimi olmak, akşamları beraber çalışıyoruz' derdi. Hatta 'bir d önem gelme Elif'e yoğunlaş' dedi. Dedi ki, 'O durum ne olursa olsun kazanacaktır' dedi. Elif diş hekimliğini kazandı. Bu sene bitirmek üzere. Söyleyecek çok şey var da sanırım yeterli olur.
BİZİM MİLLETE HAS BİR DURUM
Öncelikle Cumhurbaşkanımızın ele geçirelememesi, vefakar ve fedakar halkımızın sokağa çıkması. Askerimiz, polisimiz ve kamu görevlilerinin darbeye birlik ve beraberlikle darbeye direnmesi. Semih Terzi'nin öldürülmesi. Özel Kuvvetlerin ele geçirilememesi Semih Terzi'nin öldürülmesiyle paralel değerlendirebiliriz. Bizim millete has bir durum bu. Normal şartlarda hiç kimsenin cesaret edemeyeceği tek vücut, tek kalp haline geldiği bir geceydi. O yüzden her defasında darbelerde farklı yöntemler farklı şekiller çalışılıyor. Her defasında hevesleri kursağında kalıyor.
Bağımsız, tam bağımsız bir Türkiye Cumhuriyeti devleti istemiyorlar. Bu coğrafyada müslüman bir Türk devleti de istenmiyor. Bu tarihte böyle, bugün böyle, yarın da böyle olacak. Yücea Türk milletinin kıymetini çok iyi bilmemiz lazım.
Darbe başarısız olunca, emellerine ulaşamayınca hem küresel odaklar, Fetullahçı terör örgütünün sahipleri, yönetenler başta olmak üzere yurt içi, yurt dışında darbeyi saptırmaya, bu kadar uçakla, tankla, topla halkın Meclis'in bombalandığı aşikâr iken bu raporları okuduğunuz zaman, her olayı gerçeğinden saptırıyor. Örneğin Meclis'le ilgili resimler koymuşlar, bu uçakla bombalanma olmaz, matematiksel hesaplarla vesaire, 'bunu kendileri patlattı' gibi şeyler. Bu yoğun faaliyetleri maalesef içerimizdeki bu yapılara bağlantılı diyelim. Bunlar bir ihanettir. Darbenin kontrollü olduğunu söylemek ihanetin başka boyutudur. Maalesef bir kısmı cehaletten ama belli seviyedeki insanları maalesef Fetulllahçı terör örgütünün güdümünde halen bu faaliyetlerine devam ediyor.
HİÇBİR ŞEY OLMAMIŞ GİBİ MESAİYE GELDİKLERİNİ GÖRDÜM
Bunlar başka bir kişiliğe bürünüyorlar, mankurtlaşıyorlar. Genelkurmay karargahında bir amiral vardı. Onun daire başkanı ile konuşurken çok naif, bu nasıl asker olmuş, çok kibar, bundan asker olur mu diye şakalaştım. Darbe gecesi Genelkurmay karargahına giren halktan genç bir çocuğu kafasından vuruyor, kanlar akıyor, ayağıyla tekmeliyor bu aynı kişi, amiral. Bir ekibi Akıncı'ya, bir ekibi Genelkurmay'a yolladım. Çok uğraş verdik. Bir kısmı teslim oldu, bir kısmı kaçtı. Genelkurmay'da kamera kayıtlarına el koydum. Çoğunu imha etmişler. Dış kameraları unutmuşlar. Onları aldım. Bir aylık zamanımız geçti. Kamera kayıtlarına baktığımızda 17 Temmuz'da darbede silahıyla etkin rol oynayan subayların Pazartesi günü üniformalarını giymiş, traşlarını olmuş, hiçbir şey olmamış gibi mesaiye geldiğini gördüm.