“Beş dakikaya çarşıdayım, on beş dakikaya her yerdeyim” cümlesi aslında bu şehri özetliyor. Çünkü Niğde’de mesafeler değil, zaman konuşur.
Büyük şehirlerde yaşayan insanlar işe gitmek için evinden bir saat önce çıkarken, Niğde’de yaşayan biri çok çok on beş dakika önce çıksa yeter. Üstelik stres yok, kalabalık yok, yollar tanıdık… Bir de çevre yolunu kullanmayı bilirsen, şehir sana bambaşka bir kolaylık sunuyor. Niğde, aslında “trafik sorunu yok” diyebileceğimiz nadir illerden biri. Sabah işe gidiş, akşam dönüş saatlerinde biraz yoğunluk yaşanıyor belki ama büyük şehirlerle kıyaslayınca bu trafik sayılmaz bile. Üstelik şehir içindeki bu küçük sıkışıklığın dışında çevre yolları her zaman açık.
Bazıları “Niğde’de gençleri tatmin edecek aktivite yok” der. Haklılık payı olabilir ama bu durum da değişiyor. Şehirde yapımı devam eden Tema Park ve AVM projeleri tamamlandığında, sosyal hayatın çok daha canlanacağı belli. Yani Niğde, yavaş yavaş modernleşirken kendi huzurlu ruhunu da koruyor.
Niğde’nin bir diğer avantajı da konumu. Nevşehir, Kayseri, Aksaray, Adana, Mersin, Ankara... Hepsi elinin altında. En uzak şehir Ankara, o da normal hızla üç saatlik mesafede. Canın sıkıldı mı? Bas git Kayseri’ye, Mersin’e, Aksaray’a… Günübirlik gezip gelebileceğin şehirlerle çevrili bir konumda yaşamak, aslında büyük bir ayrıcalık.
Kısacası Niğde, küçük görünüp büyük kolaylıklar sunan bir şehir. Yeter ki ona büyük şehir mantığıyla değil, yaşanabilir şehir bilinciyle yaklaş. Çünkü burada hayat, acele etmeden de yetişebiliyor.