AHMET ÖNCÜ


AİLE İÇİ ŞİDDET

Aile, toplum ile bireyler arasındaki ilişkiyi kuran ve sürdüren sosyal bir kurumdur. Aynı nedenle “Aile toplumun temelidir” söylemi büyük ölçüde geçerlilik taşıyan bir tespittir.


Aile, toplum ile bireyler arasındaki ilişkiyi kuran ve sürdüren sosyal bir kurumdur. Aynı nedenle “Aile toplumun temelidir” söylemi büyük ölçüde geçerlilik taşıyan bir tespittir. Ailenin bu özelliği, sağlıklı bir unsur olduğunda açıkça belirlemektedir. Bireyler arasında sağlıklı ilişkilerin kurulabilmesi için öncelikle, onları topluma hazırlayan aile içindeki ilişkilerin sağlıklı olması gerekmektedir.

Tarih boyunca yapılan gözlem, deneyim ve bulgular, aile içi ilişkilerde cins, yaş, iş üstünlüğüne dayanan sorunlar ve farklılaşmaların yaşandığını göstermektedir. Böyle bir farklılaşma bir ölçüde kabul edilebilir olmakla birlikte eşitsizliği de beraberinde getirmektedir.

Aile içi ilişkilerdeki farklılaşma ve buna bağlı baskı sürecinin esas olarak cinsiyet kaynaklı oluşu aile içi ilişkileri süregelen bir problem alanı olarak ortaya çıkarmaktadır. Baskı kurma olayının en belirgin yöntemi “Aile içi şiddet” mekanizmasıdır.

Aile içi şiddetin en yoğunlaştığı şekli erkekten kadına yönelen dayaktır. Dayak en belirgin şiddet tipi olmakla birlikte tek gösterge değildir. Aile içi şiddet bireylerin yaralanmasına, sindirilmesine, öfkelendirip yıpratılmasına yol açan fiziksel, sözel hareket, davranış veya muameledir.

Şiddet, genel anlamda bireylerin psikolojik veya fizyolojik olarak zarar görmesinden yaralanmasına ve giderek sakat kalmasına, hatta hayatlarını kaybetmesine neden olan bireysel ve toplu hareketlerdir.

Nitekim 25 Kasım 1960’da Dominik Cumhuriyeti’nde Sosyal Değişim Hareketi üyelerinden Mirabel kız kardeşler, arabalarından indirilerek vahşice öldürüldü. Bu tarih Latin Amerikalı ve Karaipli feministler tarafından “Kadına karşı şiddete son günü” olarak ilan edildi. Konu Birleşmiş Milletler tarafından da benimsenerek 25 KASIM GÜNÜ, “KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELE GÜNÜ” OLARAK KABUL EDİLDİ.

Aile içi şiddet kültürümüzde son derece doğal karşılanmakta, şiddete maruz kalan kadınlar bile bundan kolay kolay yakınmamaktadırlar. Bazıları da; “O benim erkeğim döverde, severde ona karşılık veremem” diyebilmektedir. Ülkemizde aile içi sorunlar genellikle aile dışında birkaç yakın, güvenilir arkadaş, akraba dışında kimseyle konuşulmaz. Kadının kocası ile iyi anlaşamadığının kocası tarafından dövüldüğünün bilinmesi utanç verici bir durum olarak da değerlendirilebilinmektedir. Bu durum bir nevi kadının kendi değersizliğini ortaya koyar. Çevrenin bu durumu kadının suçlu olduğu, bir eş olarak bir anne olarak görevlerini yerine getiremediği şeklinde yorumlanacağından çekinilir. Kırsal kesimler başta olmak üzere genelde iş görme, hizmet etme ve itaat bir kadının eş olarak kimliğinin bir parçasıdır. Ayrıca ülkemizde dayağın bir terbiye biçimi olarak algılanması, (tümüyle değilse de bazı yörelerde) hem aile içinde hem de kamusal yaşamda meşru olarak görülmek istenmesi şiddetin yeniden üretilmesine (tekrarlanmasına) ve gizlenmesine yol açmaktadır.

Aile içi şiddet kadının ve erkeğin yaşı, eğitim düzeyi ve mesleği, gelir düzeyi, sosyal sınıfı ve etnik yapısı fark etmeksizin bütün ailelerde görülebilmektedir.

Kadınların uğradığı şiddetin çoğu evde ve erkekler tarafından gerçekleştirilmektedir. Yapılan araştırmalara göre şiddete uğrayanların yüzde 90’ının kadın ve çocuklar olduğu, şiddet uygulayanlarında yüzde 95’inin de erkekler olduğu gözlenmiştir. (Başbakanlık 1998 verileri)

En son TUBİTAK desteği ile 56 ildeki çalışmada kadının içler acısı durumundan söz ediliyor. Her üç kadından ikisi dayak yiyor. Cinsel şiddet görüyor, “koca izni” olmadan adım atamıyor.

Basından alınan (Vatan Gazetesi-Meltem Günay-İstihbarat) aynen şöyle; “Türk kadını eğer eşinden daha fazla para kazanıyorsa dayak yeme riski de iki kat fazla artıyor.” “Türkiye’de kadına yönelik şiddet” araştırması, kadınların, aileye eşlerinden daha çok gelir getirmesinin fiziksel şiddete maruz kalma riskini arttırdığını ortaya koydu. Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Ayşe Gül Altınay ile Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yeşim Arat’ın TÜBİTAK’ın desteğiyle yürüttüğü 18 ay süren araştırmanın sonuçları açıklandı. Prof. Dr. Arat, 56 ilde Bin 800 evli kadınla anket çalışmasının sonuçlarına göre, Türkiye’de her 3 kadından birinin fiziksel şiddet gördüğü ortaya çıktı. Buna karşın katılımcı her 10 kadından 9’u “haklı görülebilecek dayak yoktur” görüşünü dile getirdi. Katılımcı kadınlar “erkeklerin eşlerine neden şiddet uyguladığına ilişkin sorulara” “itaatsizlik, ekonomik sorunlar, erkeklerin güçsüzlükleri, acizlikleri” şeklinde cevaplar verdi. 

Araştırma, eşler arasındaki statü farkının kadın lehine olmasının şiddet riskini arttıran bir faktör olduğunu da ortaya koydu. Kadınların ailede kocalarından daha çok gelir getirmesi, fiziksel şiddet riskini 2 kat arttırırken bu durumda olan her 3 kadından 2’si fiziksel şiddete maruz kaldığını kaydetti. Ayrıca cinsel şiddete uğrayanların yüzde 67’sinin aynı zamanda fiziksel şiddete maruz kaldıkları belirlendi.

Çocuğu bulunan kadınların yarısının, çocuklarına şiddet uyguladığı da tespit edildi. Araştırmada, her 10 kadından yalnızca 4’ü, eşinin izni olmadan komşu ve arkadaşını, 3’ü de ailesini ziyaret edebildiğinin veya alışverişe gidebildiğini ifade etti. Yükseköğrenim görmüş 6 erkekten birinin de eşine şiddet uyguladığı ortaya çıktı.

Aile içi şiddet konusunda; şiddeti doğuran ve şiddet döngüsünü sürdüren nedenlerin doğru tanımlanması, şiddet konusunda ki sosyal kurumlaşmanın ve yasal düzenlemelerin güçlendirilmesi gerekmektedir. Şiddetin olduğu ailelerde tıbbi, yasal ve sosyal hizmetlere, hukuki desteğe ve iş imkanları sağlamaya ihtiyaç duyulmaktadır. Din görevlileriyle iş birliği yaparak toplumun bu konuda eğitilmesinin de yararlı olacağı göz ardı edilmemelidir.   

Kaldırıma çarpan motosikletli yaralandı

Otobanda dinlenme tesisinde tır alev alev yandı

Niğde'de bayram namazı kılındı

Ramazan Bayramı arifesinde şehitlikler ziyaret edildi

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Ramazan Bayramı mesajı

Gürer: Yem fiyatlarındaki artış, et fiyatlarını doğrudan etkiliyor

Niğde – Adana – Ankara Otoyolu’nda bayram yoğunluğu

Niğde'de 33 yıldır yetim ve ihtiyaç sahiplerine yardım ulaştırıyor

Niğde'de bayram tatiline çıkan sürücüler kurallara uymaları konusunda uyarıldı

Devrilerek yanan tırın sürücüsü yaralandı

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 35 31 1 3 64 96
2.Fenerbahçe 35 28 1 6 58 90
3.Trabzonspor 35 18 13 4 13 58
4.İstanbul Başakşehir 35 16 12 7 10 55
5.Beşiktaş 35 16 13 6 6 54
6.Alanyaspor 35 12 10 13 3 49
7.Kasımpaşa 35 14 14 7 -6 49
8.Rizespor 35 14 14 7 -7 49
9.Sivasspor 35 12 11 12 -9 48
10.Antalyaspor 35 11 12 12 -4 45
11.Adana Demirspor 35 10 11 14 3 44
12.Samsunspor 35 11 15 9 -5 42
13.Kayserispor 35 11 13 11 -9 41
14.Ankaragücü 35 8 12 15 -3 39
15.Fatih Karagümrük 35 9 16 10 -2 37
16.Konyaspor 35 8 14 13 -14 37
17.Gazişehir Gaziantep 35 9 18 8 -15 35
18.Hatayspor 35 7 15 13 -10 34
19.Pendikspor 35 8 18 9 -31 33
20.İstanbulspor 35 4 24 7 -42 16