İklim değişikliği ve küresel ısınma dünyamızın gelecekte karşılaşacağı en önemli sorunlardan bir tanesi olarak insanlığı beklemektedir.
İklim değişikliği sera gazında görülen artış ile doğrudan ilişkilidir. Sera gazındaki artış dünyadaki ısıyı da arttırmaktadır. Artan ısı küresel ısınmaya sebep olmaktadır. İklim değişikliğine sebep olan sera gazının atmosferdeki artışına sebep olan etken yine maalesef insanoğlunun ta kendisidir. Toprakta, suda ve havada gerçekleştirdiğimiz çevre kirliliği ve orman alanlarının azalması sera gazının atmosferdeki artışına sebep olmakta ve dünyanın ortalama sıcaklığı böylelikle artmaktadır.
Bireysel çıkarlarımız toplumsal menfaatleri geçtiği sürece maalesef dünyamız yaşanabilir bir yer olmaktan çıkacaktır. Daha fazla para kazanmak, daha güçlü olmak ve alanında lider olmak adına yani bireysel çıkarlarımız için dünyamızı yaşanabilir bir yer olmaktan çıkarıyoruz. Sanayi atıkları ile hem toprağımızı, hem suyumuzu hem de havamızı kirletiyoruz. Sanayi de yeteri kadar arıtma tesisini çalıştıramadığımız için ve bu tesisleri denetleyemediğimiz için atmosferde bulunan delik genişlemekte ve dünyamız gelecek nesiller için yaşaması zor bir yer haline gelmektedir. Tarım ve hayvancılık sektöründe daha fazla kazanç elde etmek uğruna yaptığımız yanlış üretim politikaları yüzünden topraklarımızı zehirliyoruz. Verimli ve sağlık topraklarımıza daha fazla ürün elde etmek uğruna olması gerekenden fazla zirai ilca ve gübre atarak toprağımızın hastalanmasına sebep oluyoruz. Olması gerekenden fazla kullanılan zirai ilaç ve gübreden elde edilen ürünler insan sağlığını da ayrıca tehdit etmektedir. Kısa vadeli bireysel çıkarlar, uzun vadeli küresel menfaatlerin önüne geçmiş durumdadır.
Çevre kirliliği konusunda insanlarımızın okulöncesi eğitimden başlamak üzere eğitilmesi gerekmektedir. Hem şehir merkezlerinde hem de kırsal da çevreye baktığınızda her tarafın çöp içerisinde olduğunu görürsünüz. Bir otoyolda seyahat ederken arabanın camını açıp dışarıya naylon, pet şişe, teneke kutu ve benzeri birçok çöpün atıldığını görürsünüz. Kaldırımda yürüyen insanların ellerinde bulunan her hangi bir kullanılmış malzemeyi gelişi güzel attığını görürsünüz. İklim değişikliği ve küresel ısınma ile mücadele etmek istiyorsak her şeyden önce toplumu çevre kirliliği konusunda eğitmemiz şart olmalıdır. Ayrıca her ne sebep ile olursa olsun yeşil alanlarımızı ve ormanlarımızı azalmamalıyız. Tam tersine projeler geliştirerek orman alanlarımızı arttırmalıyız. Yeşil alanları bozup bina ve şehirleşmeye ayırırsak küresel ısınmaya davet çıkarmış oluruz. İhtiyacımız olan enerjiyi elimizden geldiği kadar rüzgârgülü, güneş enerjisi gibi yenilenebilir enerjiden sağlamaya çalışmalıyız. Fosil yakıtları olan petrol ve petrol ürünlerinden elimizden geldiği kadar azaltmalıyız.
Bütün bunları yapmadığımızda bizleri iklim değişikliğinin sebep olacağı kötü senaryolar bekliyor olabilir. Mesela virüse bağlı hastalık ve salgınlarda bir artış görebiliriz ki bunu zaten çoktan görmeye başladık. Kuş gribi, domuz gribi derken covid-19 pandemisi dünyayı evlerin içeresine kapattı ve kitlesel ölümleri hep birlikte çaresizlik içerisinde acı bir şekilde yaşadık. Ayrıca iklim değişikliğine bağlı olarak mevsimlerdeki değişimler kar ve yağmur yağışlarında azalmaya sebep olmaya çoktan başladı bile. Yeteri kadar yağış alamadığımızdan yeraltı su kaynaklarını vahşice kullanmaya başladık ve artık yeraltı su kaynakları da ya daha derinlere çekilmeye başladı ya da tükenmeye başladı. Su kaynaklarının azalmasının bir sonucu olarak tahıl başta olmak üzere gıda ürünlerinin üretiminde önemli bir azalma ile karşı karşıya kalmaktayız. Bütün bu gelişmeler dünyada küresel bir kıtlık tehlikesinin olduğunu bizlere göstermektedir. Sıcaklığın artması orman alanlarının azalmasına sebep olurken buzulların erimesine ve buna bağlı olarak okyanusların ve denizlerin seviyesinin yükselmesine sebep olacaktır. Bütün bunlar doğal afetleri de beraberinde getirecektir.
İşte bütün bu kötü senaryoları yaşamamak için her şeyden önce toplumlar eğitilmelidir. Paris iklim sözleşmesi gibi uluslararası örgütlerin alacağı kararlar disiplinli bir şekilde uyulmalıdır. Çevre kirliliğine sebep olanlara ağır para cezaları ve hatta hapis cezaları getirilmelidir. Verilecek teşvikler ve desteklemeler ile geri dönüşüm sektörü genişletilmelidir. Petrol ve petrol ürünleri, kömür ve buna benzer bütün fosil yakıtların kullanımı azaltılmalıdır. Karbon salınımı kontrol altında tutulmalıdır.
Yaşanacak başka bir dünya bugün keşfedilmedi. İklim değişikliğine sebep olacak her bir gelişme dünyayı yaşanabilir bir yer olmaktan çıkarmaktadır. Bu yüzden çocuklarımıza yaşanabilir bir dünya ve gelecek bırakmak için iklim değişikliği ile mücadele edelim. Unutmayın başka bir dünya yok.
