Her sohbetimizin içinde sahipsiz Niğde cümlesini kurmadan diğer söyleyeceklerimizi tamamlamıyoruz.
Bu durum gösteriyor ki çözüm noktasında Niğde kendini yalnız hissediyor. Oysa içinde bulunduğumuz ilin sorunlarının derli toplu görüşüldüğü, konuşulduğu bir ortam yok. Böyle bir ortam oluşturmanın çabası da yok.
Meclise gönderilen 3 vekil, seçilen belediye başkanı, atanan vali, atanan rektör, siyasi partilerin il başkanları ve güçlü sivil toplum kuruluşları ne zaman bir araya gelip şehrin sorunlarını, menfaatlerini gündeme getirip tartışmışlar.
Sahipsiz Niğde cümlesi neden kurulur. Aslında bu cümleyi kuranların kendisini umutsuzluğa, sorumlu makamlarda temsil yetkisi ile oturanları ise çaresizliğe peşinen mahkum etmiyor mu? Sen ben değil, temsil noktasında sorumluluğu taşıyan, yetkiyi elinde bulunduranların, sorunu olan insanların dertlerini ve şehrin sorunlarına çözüm önerecek çareler üreten ve uygulayan bir kapasiteye, bir anlayışa inandıkları gün sanırım bu cümle bir daha sarf edilmeyecek.
Etliye, sütlüye karışmadan günü bitiren idareciliği herkes yapar. Önemli olan taşın altına elini koymak. Niğde’nin sorunların çözüm yerleri neresi, milletvekilleri, atanan bürokratlar ve kurum müdürleri.
Ama gel gör ki, Niğde’de kimse sorumluluk almak istemiyor ne kurum müdürleri ne bürokratlar bana dokunmayan yılan bin yaşasın anlayışla durumu idare etmeye çalışıyorlar.
Hal böyle olunca da Niğde’nin temel sorunu olarak sahipsiz olması konuşuluyor. Niğde’nin siyasetinde kısır döngü gibi hep aynı isimler ve yüzler arasında dönüp duruyor. Niğde’nin siyaseti birkaç rant peşinde koşan kişilerin inisiyatifine bırakılmış durumda.
Niğde’nin ifadesi ile acemi nalbant nalbatçılığı gavur eşeğinde öğrenirmiş misali Niğde’ye atanan bürokratların genellikle Niğde’nin ilk yerleri olduğu için, (Birkaç istisna hariç) Niğde’ye bir şey katarım peşinde olmamışlar, Niğde’yi atlama tahtası olarak kullanma derdinde olmuşlar.
Siyasette, ekonomide ve genel sorunlarında yaşanan Niğde’nin sahipsizliği maalesef adalette de yaşanıyor. Niğde merkez cezalı hakimlerin ve savcıların görev yaptığı bir yer veya mesleğe ilk başlayanların yeri. Adalet mekanizması Niğde ve ilçeleri açısından çok hızlı işlemiyor. Mesela bir alacak verecek davası 5 yıl gibi uzun sürede çözülüyor. Niğdeli hiçbir siyasinin veya yöneticinin bu konuda bir talepte bulunduğunu görmezsiniz. Niğde Organize sanayi Bölgesi tahsisleri veya tahsis iptalleri, mevzuata aykırı yürütülüyor ancak buna karşı açtığınız dava 5 yılda lehinize sonuçlansa bile, artık yatırımcı yatırım yapmak istemiyor ve yapılan tahsisi başka birine devredip Niğde’yi terk ediyor. Hz. Ali’nin de dediği gibi “Devletin dini, Adalet’tir”.
Mülki idareler, siyasetçiler ve bürokratlar böyle olunca, adalet teşkilatı da ağır aksak olunca, Niğde en masum ifade ile yerinde sayıyor. Hatta geriye doğru gidiyor. Bu durumda da Niğde Gerçekten Sahipsiz Mi? Sorusu sorulmaya devam diyor.
Sizce Niğde Sahipsiz mi?
