SEDAT ÇAĞLAR

Tarih: 23.10.2023 11:15

KUDÜS NEDEN ÖNEMLİ?

Facebook Twitter Linked-in

Kudüs, Kutsal şehir, Cenabı Allah’ın kutsal kitaplarında övgüyle bahsedilmiş şehir. Üç büyük din olan İslamiyet başta olmak üzere Hristiyanlık ve Musevilik içinde kutsal olan mekân.
Hz. Muhammed (sav) miraca yükseldiği yer. İlk kıblemiz Kudüs. Hz İsa’dan, Hz. Musa’ya, Hz. Süleyman’dan Hz. İbrahim’e kadar birçok peygambere ev sahipliği yapmış cennet şehir Kudüs.
Allah’ın kullarını doğru yola iletmek için, sapkınlıklardan geri dönmeleri için gönderdiği peygamberlere şahitlik eden yerdir Kudüs.
Kudüs e sahip olmak için nice savaşlar verilmiştir. Nice destanlar yazılmıştır Kudüs için. Dört büyük halifeden biri olan Hz Ömer’in döneminde İslamiyet ile tanışan Kudüs, o günden sonra İslamiyet’in hoş görüsü ve sarsılmaz adaleti ile tanıştı. Birçok haçlı seferi ile yağmalandı hasar gördü. İnsanları zulümler yaşadı. Selahaddin Eyyubi ile yüz yıllarca konuşulacak destanlar yazıldı. Bir kez daha İslamiyet’in hoş görüsü ile layık olduğu sükûnete kavuştu. Hak ettiği taçlandırılmış günlere kavuştu.
Ecdadımız, Cennet Mekân Yavuz Sultan Selim ile İslam bayraktarlığı altında tam dört yüz yıl huzur ve saadetle yaşayan Kudüs medeniyetlerin beşiği oldu. Bütün dinlerin kardeşçe yaşatıldığı, hiçbir ayrımın olmadığı, insana ırkı dini mezhebi için değil insan olduğu için değer verildiği adaletin herkes için eşit olduğu bir dört yüz yıl yaşandı. Kudüs halkı inandığı dünü özgürce yaşadı. Kudüs’te bütün ibadet yerleri açık kaldı herkes özgürce istediği gibi ibadet etti. Ve dostluklar kuruldu. Kardeşlikler yaşandı. Osmanlı bu adaleti sadece Kudüs’te değil hükmettiği bütün topraklar da uyguladı.
Ecdadımız için Kudüs kutsaldı. Birçok haçlı seferi ile Kudüs’ü almaya çalışsalar da o kutsal kale hiçbir zaman terkedilmedi. Çünkü o bize Cenabı Allah’ın emaneti idi. Tam dört yüz yıl Mescidi Aksa peygamber efendimizin miraca yükseldiği Allah’ın huzuruna çıktığı o kutsal mekânın yanına birçok mimari eser bırakıldı.
Ve hazin son ile tam dört yüz yıl istikrarın barışın huzurun egemen sürdüğü o kutsal topraklar İslam’ın bayraktarlığından çıktı. İslam’ın bayraktarlığı ile birlikte huzurda çıktı, barışta çıktı yerini kan aldı. Yerini zulüm aldı. Yerini acı hikâyeler feryat figan aldı. Bebeklerin ahı aldı yerini ölüm korku yokluk aldı. Ve tam yüz yıldır bu acı hiç dinmeden devam ediyor. Müslüman olduklarını iddia eden İslam ülkeleri zenginlikleri ile bir kıtayı satın alabilirler. Mescitleri Camileri servet değerin altınlarla mücevherlerle kaplı israfın haddi hesabı yok ama kilometrelerce ileride din kardeşleri İsrail zulmü altında inliyor. Onlar kulaklarını tıkıyorlar görmezden geliyorlar. Onlar zulüm yaşarken bolluk içindeki İslam ülkeleri o zulmü yapan İsrail ile dostluk anlaşmaları yapıyorlar. 
Bizler ecdadımızın bilinci ile hala o toprakları Cenabı Allah’ın bize birer emaneti peygamber efendimizin bize bir emaneti gibi görüyoruz. 
Bu yüzden Kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim’de bize ne emredildi ise Peygamber efendimiz, hadislerinde bize ne miras bıraktıysa ecdadımızdan bize ne miras kaldı ise bize yakışır şekilde Kudüs’e sahip çıkacağız.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —