Yerel basın organlarına ulaşan haberlerden anladığımız kadarı ile üniversitemiz tarafından üzüm bağı için ilk adım atılmış ve 200 adet aşılı asma fidanı dikilmiştir. Dikim yapılan üzüm çeşitleri arasında Kavak yaprağı, Cevşen, Kızıl üzüm, Kara şavi, Mor şavi, Siyah üzüm ve Ak üzüm olduğu ifade edilmiştir.
Onlarca yıl öncesinde ilimiz bağcılık ve üzüm yetiştiriciliği konusunda çok ileri bir noktada idi. Hemen hemen herkesin üzüm bağı veya üzüm bağları var idi. Biraz önce çeşitlerini saydığımız üzümler yetiştirilir bir kısmı piyasada satılır bir kısmından ise yeni ürünler üretilirdi. Üretilen bu yeni ürünler ise sonbahardan itibaren kış mevsimi boyunca ve ilkbaharda bile tüketilmeye devam ederdi. Kuru üzüm, pekmez ve köfteri en başta yan yana sıralayabiliriz. Hatta kışa dayanıklı üzümlerin bir kısmı ise kilerlerde muhafaza edilir ve havalar iyice soğuduktan sonra hem ev halkı tarafından tüketilir hem de eve gelen misafirlere ikram edilirdi.
Ancak özellikle son yıllarda yağışların önemli ölçüde azalması, kuraklığın en üst seviyeye çıkması gibi bir takım iklim faktörleri tesiri ile bağcılık ve üzüm yetiştiriciliği neredeyse kaybolma noktasına gelmiştir. Niğde Ege ve Akdeniz Bölgesi illeri hariç bu konuda hatırı sayılır bir il konumunda idi. Bu satırların yazarının köyü olan Fertek’te bile bağcılık en önemli geçim ve beslenme kaynaklarından birisi idi. Ama şimdilerde artık yerinde yerler esiyor. Bunun birinci sebebi yıllardır yaşanan kuraklık ve aleyhe iklim değişikliğidir. Bunun sıkıntılarını bu yörenin insanın hemen tamamı çekmekte ve hissetmektedir.
Türkiye genelinde bir değerlendirme yapmak gerekir ise çok önemli gelir kaybına uğradığımız orta yerde durmaktadır. Bu ekonomik kayıplar fevkalade önemli ve ağırdır. Bunun faturasını millet olarak hep birlikte ödemekte ve hissetmekteyiz. Ancak kurak iklim en acımasız bir biçimde kendisini hissettirmeye devam edecek olursa ortaya çıkacak fotoğrafın bu günkünden farklı olacağını söylemek pek mümkün değil.