Tarihler 1 Temmuz 2025’i gösteriyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı, sofralarımıza kadar sinsice sokulan hileli gıdaları bir bir ifşa etti. Liste uzun, ancak acı olan şu: O listede bir değil, iki değil tam üç Niğde firması var. Üstelik yapılan hile, yalnızca ticari bir dolandırıcılık değil; insan sağlığına kasteden bir ihanettir.
Niğde’de faaliyet gösteren ve et ürünleri satan bu işletmelerin köftelerinde kanatlı eti, hatta birinde sakatat kullanıldığı tespit edildi. Et diye aldığımız, güvenle çocuklarımıza yedirdiğimiz, misafirimize ikram ettiğimiz o köfteler… Meğer yalanla yoğrulmuş.
Halkın lokmasına göz diken bu vicdansızlık, sadece etik dışı bir davranış değil; aynı zamanda adaletin, denetimin ve merhametin de yok sayılmasıdır. Çünkü bir insanın yediğiyle oynarsanız, yalnızca midesine değil; ruhuna da zarar verirsiniz. Gıda güvenliği, bir medeniyet ölçüsüdür. Soframızdaki ekmek kadar temiz, su kadar berrak olmalıdır.
Şimdi sormak gerekir:
Niğde’de bu işler nasıl oluyor? Denetimlerin sayısı mı az, yaptırımlar mı yetersiz, yoksa göz yumanlar mı çoğaldı?
Artık susma değil, sorgulama zamanı. Çünkü bu listede sadece firmaların adı yazmıyor; göz yumulmuş denetimlerin, görmezden gelinmiş uyarıların, susturulmuş vicdanların da izi var.
Ve bizler…
Bizler de artık sadece müşteri değil, tüketici bilincine sahip bireyler olmalıyız. Etin kilosuna değil, içeriğine; fiyatına değil, kaynağına bakmalıyız.
Zira mesele yalnızca bir köfte değil…
Mesele, toplumun sağlığı, geleceğin dirliği.
Bu firmaların adlarına yazımda isimlerine yer vermeyeceğim internet ortamında kısa bir arama sonucu ulaşabilirsiniz.