İlk okul çağına henüz yeni gelen küçük çocuklar için okul hayatı başladı. Hemen ardından ilk ve orta öğretim kurumları yeni ders yılına girecek. Hemen ardından ise yüksek öğrenim kurumları devreye girecek ve böylelikle ülke genelindeki eğitim ve öğretim hayatı en geniş çerçevede yeni yıla merhaba diyecek.
Elbette bu başlangıçla birlikte muhtelif eğitim kurumlarında öğrenci okutan veliler ise büyük bir sıkıntı ile boğuşmak zorunda kalacak. Elbette okulun açılması demek öğrencilerin yeni ihtiyaçlarının ortaya çıkması demektir. Kitap, defter, kalem, kağıt, boya gibi ihtiyaçlar birden kendisini gösterecek ve aileleri kara kara düşünmeye sevk edecektir. Çünkü bu kalemler için yapılan masraflar hepsi peşin olarak ödenen masraflardır. Bunların veresiyesi olmaz.
Elbette eğitim ve öğretimin kalitesi de çok önemlidir. Bu masraflar yapılırken velilerin hemen hemen tamamı çocukları yönünden kaliteli bir eğitim ve öğretim hayatını talep etmektedirler. Pek tabi öğrenciler de aynı istek ve talepte bulunmaktadırlar. Bu zaten onların en doğal hakkıdır. Birde Türkiye’de özel öğretim kurumları vardır. Hemen hemen her derece ve seviyede bu kurumlar varlıklarını sürdürmektedirler. Dersaneler, özel hocalardan alınan dersler her velinin önüne büyük harcamaları koymaktadır. Genellikle aile bütçeleri bu masrafları yaparken zorlanmakta ve bu masraflara çocuklarına daha iyi bir gelecek için katlanmaktadırlar.
O nedenle devletin her seviyedeki kurumlarında eğitimin ve öğretimin düzeyini en yüksek noktaya taşımak ülkeyi yönetenlerin en başta görevidir. Bu görevin ihmale gelir bir tarafı yoktur. Her türlü fedakarlık bu alanda yapılmalıdır. Çünkü gelecek nesiller ülkemizin ve milletimizin hiç şüphe yok ki teminatıdırlar. 04.09.2025
