Öyle ki bir orman bölgesinde başlayan yangın onu takip eden günlerde birden çok orman bölgesine de sirayet etmiş ve ülkemiz bir baştan bir başa adeta yangın alanına dönüşmüştür. Özellikle başta Ege ve Akdeniz Bölgeleri olmak üzere hemen her yöreye yayılan yangınlar sadece orman bölgeleri ile kayıtlı kalmamış, civarındaki yerleşim alanlarını da olumsuz yönde etkilemiş ve altından kalkınması çok zor olan zararlara sebebiyet vermiştir.
Ormanın yanması demek o doğal ortamda doğan, yaşayan ve büyüyen yüzlerce ve hatta binlerce canlının da yok olup gitmesine sebebiyet vermektedir. Bitişiğinde bulunan köyler ve kasabalar ile diğer yerleşim alanlarında ise yanıp kül olan yeşil alanlar ile hayvanlar ve diğer canlılar ise milyonlarca yurttaşımızın da ciğerlerini yakmaya devam ediyor. Burada dikkat çekici olan hemen her yıl ilk baharın gelmesi ve sıcakların artması ile birlikte sanki bir yerden düğmeye basılmışçasına birden çok yerde çok kapsamlı yangınların birbirini takip etmesidir. İlgili kamu kurumları başta olmak üzere hemen hepimiz en sade yurttaşımız dahil olmak üzere bu noktanın üzerinde düşünmeli ve kafa yormalıyız. İlgili ve görevli kamu kurumları ise bu konu üzerinde acilen ve ciddiyetle durup vakit geçirmeksizin topluca önlemleri hayata geçirmelidir.
Bu yangınlar sadece o bölgeler için değil Türkiye’nin hemen her yöresini olumsuz anlamda etkilemekte çok büyük kamu ve özel zarara sebebiyet vermektedir. Hemen herkesin aklını başına toplaması, bir saniye bile kaybetmeksizin tedbirler paketini hayata geçirilmelidir. Hele hele bu hayati önemi haiz konu siyaset arenasının çekişme alana çekilmemeli ve bu konuda milli bir hassasiyetle tedbirler paketi bir saniye bile kaybetmeksizin hayata geçirilmeli ve ciddiyetle takip edilecek bir mekanizma oluşturulmalıdır.