Mehmet Zafer EKİCİ


SOYADI KANUNU 

Soyadı kanunu 21.06.1934 yılında kanunlaştı 02.07.1934 yılında resmî gazetede 2525 numara ile yayınlandı ve 01.01.935 tarihinde yürürlüğe girdi. Bu arada devrim kanunları da kanunlaşmaya ve yürürlüğe girmeye devam ediyordu.


Soyadı kanunu 21.06.1934 yılında kanunlaştı 02.07.1934 yılında resmî gazetede 2525 numara ile yayınlandı ve 01.01.935 tarihinde yürürlüğe girdi. Bu arada devrim kanunları da kanunlaşmaya ve yürürlüğe girmeye devam ediyordu.

Babam Yunan başkomutan Trikopis ‘in esir alındığı gün savaş alanında Atatürk’ün yanında sıhhiye çavuşu olarak görev yapmaktadır. Trikopis ‘in matara kayışını günün anlamını ilelebet çocuklarına torunlarına armağan olarak gösterebilmek için hatıra olarak alıyor ve yanından hiç ayırmak istemediği için elbise askısı olarak yaptırıyor   ve ölesiye kadar 04.07.1959 yılına kadar yanından hiç ayırmadı. Babam askerlik dönemi bittikten sonra Niğde’ye geldi ve Frengi hastalığı ile mücadele eden Frengi şubesinde işe başladı bu arada Galencü kelerleri denen mağaraların önünde bulunan bahçesinde buğday ekmeye ve aile bütçesine de katkısı olsun diye gayret etti. 

Ürettiği buğdaylar bir adet buğday tanesinden çıkmaya başlayınca gedele yatırıyor ve 161 adet sap çıkıyor sapların boyu iki metre metrenin üzerinde oluyor. Her sapın üzerinde 24 cm başak bulunuyor. Her başakta ortalama ortama yüz adet buğday danesi bulunuyor. Bu durum Atatürk’e bildiriliyor. Atatürk tarım müdürü ve Ziraat bankası müdürüne emir veriyor ve incelettiriyor. Doğru olduğu kesinlik kazanınca bu üretim işi o tarihte haftada bir yayınlanan Resmi NİĞDE gazetesinin 10 Ağustos 1931 gün ve 176 nolu gazetesinde yayınlanıyor. Ayrıca bir kavanoza doldurulan taneler tartılıyor 800 (Sekizyüz) gram geldiği tutanak altına alınıyor. O tarihlerde GUİNNESS DÜNYA REKORLAR Kitabı olmadığı için rekorlara girmemiş olmasına karşılık bunun erişilmesi imkansız olan bir rekordur.

Babam Frenginin tedavisi tamamlanmış olduğundan Frengi mücadele kurumu lağvedilmiştir. Bunun üzerine Konya ili ILGIN ilçesine sıhhiye memuru olarak tayin edilmiştir. 

Atatürk fırsat buldukça yurt gezilerine   devam etmektedir 1935 yılında Niğde ye yeniden gelmiş ama istasyonda 8 dakika kalacağı duyurulmuştur. Niğde halkı kadın erkek çoluk çocuk istasyona gelme saatinden 2 veya üç saat öncesinden akın etmiştir. Trenin gelmesiyle kalabalık trenin neredeyse önüne hücum etmiş Atatürk ‘ü yakından görebilmek için birbirlerini ezercesine hareket etmişlerdir.

Tren durduktan sonra Atatürk trenin penceresinden dışarı sarkarak halkı selamlamış ve konuşmaya başlamıştır. Konuşma sırasında kalabalığın   arasında babamı görüyor ve sesleniyor. Mustafa yaklaş diyor. Babam yaklaşınca soruyor. Mustafa soyadını ne yaptın diyor. Babam komutanım Tekeler soyadı almak için müracaat ettim diyor. Bunun üzerine hayır   Mustafa senin soyadın EKİCİ diyor.  Onurla ve şerefle taşıdığım EKİCİ soyadımı böylece bizzat Atatürk vermiştir.

Babam izini bittikten sonra yeniden Ilgın a gitmiş ve görevine başlamıştır. Ilgın da ev kiralamış ve aradan bir süre geçtikten sonra Annelerimi de yanına getirmeye karar vermiş olduğundan Annelerim 

29 Ağustos 1937 de Niğde’den trene binmişler ve yola çıkmışlar. Tam gece yarısında annemin doğum sancısı tutmuş. İstasyona geldiklerinde doğum sancısı devam ediyormuş. Ilgın küçük İLÇE olduğu hemen eve gelmişler tam gece yarısı Ilgın da doğmuşum. Ertesi gün 30 Ağustos Mehmetçik bayramı Zafer Bayramı. Onun için benim doğum yerim Ilgın doğum tarihim ise kütükte ve bana ilk verilen çok sahifelik nüfus hüviyet cüzdanımda yazılı olduğu gibi 29/30 Ağustos 1937 dire. İsmimde doğum tarihine rast gelen Mehmetçik bayramı Zafer Bayramı olarak   MEHMET ZAFER diye. 

Soyadım ise Atatürk’ün vermiş olduğu EKİCİ’dir. Benimle aynı günlerde doğan Nejla isminde birde kız çocuğu olmuş. Beni Nejla ile beşik kertmesi yapmışlar. Bir süre sonra babam tekrar Niğde hükumet tabipliğine atanmış ve yeniden Niğde’ye geliyoruz.

Aradan seneler geçtikten sonra Nejla Annesi ve küçük oğlan kardeşi ile Niğde’ye geldi. Bu birlikteliği ON YIL SONRA isimli hikayemde anlattım ve hikayem 18-7 28-7 1957 yılında Niğde’nin sesi gazetesinde yayınlandı.

Babam ilk yıllarda seyyar sağlık memuru olarak görev yaptı. O Yıllarda araç yoktu babamım Akız ismini verdiğimiz beyaz bir kısrak atı vardı. O atı ile köylere gider ve her gidişinde bir ay kadar köy köy dolaşırdı.biz dört erkek kardeştik. Kız kardeşimiz yoktu. Hepimiz ilk okulu 

23 Nisan ilkokulunda okuduk en büyük abim olan Ali ağabeyim gelirken yolda küçük bir kurşun kalem buluyor gelince babama bak baba kalem buldum diyor babam nerden bulduğunu soruyor kar kış soğuk demeden geri gönderiyor ve bulduğu yere bıraktırıyor.  Babam Niğde ye geldikten sonra Hükumet tabipliğinde seyyar sıhhiye memuru olarak göreve başladı.     Babam seyyar olduğu için köy köy tedavi amaçlı dolaşmaya çıkardı her çıkışında bir ay civarında köylerde kalırdı biz dört erkek kardeş baba annem annelerim le birlikte Efendi Bey mahallesindeki evimizde otururduk. Babam istiklal savaşında gazi olmuş ve istiklal madalyası sahibi idi Amcam da şehit olmuştur. Amcamın eşi bor ilçesinin Havuzlu köyünden idi ve köye gitmesi gerekiyordu ancak Annem ona abla derdi ve babama ısrar etti. O zaman iki evlenme hakkı da vardı Mustafa ablamı da nikahına al birlikte yaşayalım diyor ve annemin ısrarı üzerine babam amcamın eşi olan Emine annemi de nikahına alıyor böylece bizim iki annemiz oluyor Emine annemin çocuğu yoktu biz dört e4kek kardeş aynı anneden yani Döne annemizin çocuklarıyız ama Emine annem üzülmesin diye onun yanında bizi hiç sevmedi o onurlansın diye bir şey istediğimiz zaman gidin Emine annenizden isteyin diye bizi ona yönlendirir ve onu onore ederdi.  Böylece iki anneli olarak yaşadık.

Soyadı kanunundan önce bizim aile lakabımız Deli Ahmet oğulları imiş    19 büyük dedem çok güçlü bir insanmış düğünlerde kesilen öküz kellerini dama atma yarışı yapılırmış bunu hep dedem kazanırmış onun içinde ona gücünden dolayı deli Ahmet derlermiş onun içinde bize deli Ahmet oğulları denmiş ve soyadı kanunu çıkasıya kadar devam etmiş.

Şimdi yeni bir bölüm açacağım burada Niğde’nin yabancı uyruklu Millet vekillerinde söz etmek istiyorum. Niğde ve Bor un tarihini kitap haline getiren Avaram GALATİ adında Yahudi çeşitli gazetelerde İbranice ve Fransızca makaleler ve kitaplar yayınlayan kişiyi Atatürk ün yabancı kontenjanından bağımsız Niğde milletvekili olarak seçtirmiş 1945 yılında milletvekilliği yapmış 1946 yılında yapılan seçimlere yeniden seçilememiştir. Ayrıca Doktor Samuel Abramaya ise Galatı den daha önce TBMM nine 5 ve 6 acı döneminde gene Yahudi kontenjanından 1935 ve 1943 yılları arasında milletvekilliği yapmıştır. Atatürk ün hastalığının yoğunlaştığı günlerde ise Atatürk ün özel doktorları arasında da yer almıştır. Halen İsrail devleti kurulduktan sonra Türkiye’de yaşayan Yahudiler olduğu gibi İsrail’de de yaşayan çifte uyruklu Türkler bulunmaktadır ve bu yine de devam edecektir.

Kaldırıma çarpan motosikletli yaralandı

Otobanda dinlenme tesisinde tır alev alev yandı

Niğde'de bayram namazı kılındı

Ramazan Bayramı arifesinde şehitlikler ziyaret edildi

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Ramazan Bayramı mesajı

Gürer: Yem fiyatlarındaki artış, et fiyatlarını doğrudan etkiliyor

Niğde – Adana – Ankara Otoyolu’nda bayram yoğunluğu

Niğde'de 33 yıldır yetim ve ihtiyaç sahiplerine yardım ulaştırıyor

Niğde'de bayram tatiline çıkan sürücüler kurallara uymaları konusunda uyarıldı

Devrilerek yanan tırın sürücüsü yaralandı

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 34 30 1 3 59 93
2.Fenerbahçe 34 28 1 5 58 89
3.Trabzonspor 33 17 12 4 13 55
4.İstanbul Başakşehir 34 15 12 7 7 52
5.Beşiktaş 34 15 13 6 5 51
6.Kasımpaşa 34 14 13 7 -3 49
7.Sivasspor 34 12 10 12 -4 48
8.Rizespor 33 14 13 6 -6 48
9.Antalyaspor 33 11 10 12 0 45
10.Alanyaspor 33 11 10 12 -3 45
11.Adana Demirspor 34 9 11 14 2 41
12.Samsunspor 34 10 15 9 -7 39
13.Ankaragücü 33 8 12 13 -3 37
14.Kayserispor 33 10 13 10 -10 37
15.Konyaspor 34 8 14 12 -14 36
16.Gazişehir Gaziantep 33 9 17 7 -13 34
17.Fatih Karagümrük 33 8 16 9 -5 33
18.Hatayspor 34 7 15 12 -10 33
19.Pendikspor 33 7 17 9 -31 30
20.İstanbulspor 33 4 22 7 -35 16