Daha dün yazılı ve görsel medya organlarına düşen bir haber bizim içimizi kanattı. Bu haberde Yahudi asıllı sözüm ona bir din adamı gene Gazze’den bahsetmiş ve hem Gazze’nin hem de Gazze’li çocukların aç bırakılarak öldürülmeleri yoluna gidilmesini talep etmiştir. Yani başta İsrail olmak üzere dünya Yahudileri için Filistin ve Gazze’deki Müslümanlara duyulan kin ve nefret azalmak ve yerinde sayman bir yana her geçen gün artarak ve alevlenerek devam etmektedir.
Başta Amerika olmak üzere hemen hemen bütün Avrupalı ülkeler bu manzara karşısında adeta dut yemiş bülbül misali susmakta ve uzaktan belki de ellerini oğuşturarak seyretmeye devam etmektedirler. İnsani yardım adı altında İsral’in izni ile Gazze’ye ulaştırılan gıda maddeleri dağıtılırken bile İsrail hızını alamayarak oraya toplanan kalabalığa yaşlı demeden genç demeden ve çoluk çocuk demeden saldırı düzenlemekte ve onları öldürerek kinlerini kusmaya devam etmektedirler.
Milletler arası kurum ve kuruluşlar ile insan hakları, hukuk ve adalet için bazı istisnalar dışında en ufak bir adım atan dahi yok. Herkes hemen hemen bu acıklı tabloyu uzaktan seyrediyor ve muhtemelen zevkte alıyor. Peki bu süslü laflar, adı büyük kurumlar bu gün gereğini yapmayacaksa ne zaman yapacak cidden merak ediyoruz. Elbette Türkiye’nin tavrını tepkisini ve müdahalesini anlıyoruz. Ama ne yazık ki sonuca etkili olunamıyor.
Sahte dostluklar işte bu noktada ortaya çıkıyor ve sırıtıyor. Artık insanlık aleminde samimiyet ve içtenlik denilen duygular tamamen rafa kaldırılmış. Varsa yoksa menfaat hesapları ve çıkar hesapları her türlü duygunun ve düşüncenin üstüne çıkıyor. Haklar ve özgürlükler sadece bir kısım devletler ve milletler bahse konu olunca orta yere getiriliyor. Bunların dışında kalan coğrafyada yaşayan milletler ve topluluklar bahse konu olunca kimse ağzını bıçak açmıyor.