Bu bütçenin 122 milyon Dolarlık kısmı Suriye’deki ayrılıkçı kürt örgütü YPG’ye aktarılacak. YPG ülkemizdeki PKK’nın Suriye’deki uzantısı. Aynen PKK gibi YPG de Suriye’nin başını ağrıtmaya devam ediyor. Esasen Birleşik Kürdistan hayalinin temsilcisi olan bu örgütler sadece bu iki ülkede değil ayrıca Kuzey Irak’ta ve İran’da da faaliyetlerini yıllardır ve aralıksız bir biçimde sürdürmektedirler.
Yüzyıllar öncesinde ve Cumhuriyet’ten hemen önce emperyalist ülkeler emperyalist emelleri uğruna hem Osmanlı İmparatorluğu’nu hem de Türkiye Cumhuriyeti’ni hedef almışlar ve milli devlet fikrine ve idealine düşmanlıklarını her fırsatta ortaya koymuşlardır. Nitekim ABD’nin Türkiye büyük elçisi ve ABD’nin Suriye temsilcisi Tom BARRACK bunu her fırsatta gündeme getiriyor, milli devlet düzeninden vazgeçilmesini inat ve ısrarla savunmaya devam ediyor. Bu çok dikkat çekici bir husus.
Yüzyıllar öncesinden bu yana değişen hiçbir şey yok. Aynı devletler aynı hedeflerini ortaya koymaya devam ediyorlar. Onun için Türkiye’nin bu oyunlara gelmeden ve milli devlet ilkesinden ve temel prensiplerinden taviz vermeden yoluna devam etmeli eşit vatandaşlık ilkesinde inatla ve ısrarla durmalıdır. Başka bir yol ve seçenek yoktur. Hele hele müşterek resmi dil konusunda azami derecede hassasiyet gösterilmeli ve milli birliği ve dayanışmayı daha da güçlendirici tedbirler almayı vazgeçilmez bir prensip olarak önüne koymalıdır.
İnsan haklarına saygı göstermek adı altında hıyanet noktasına vardığı apaçık belli olan fikir ve düşüncelere kesinlikle taviz verilmemelidir. En son yazımıza konu ettiğimiz ABD’nin yardım ve destek fikri ülkemizde hangi kesimlerin kimlerin oyuncağı olduğu gerçeğini yüzümüze haykırmaktadır. Bu kadar kuvvetli haykırışı duymayan kulaklara duyurulur. Sonuç olarak ifade etmek gerekirse emperyalist çevreler Orta Doğu Coğrafyasını şekillendirmek ideali ile Türkiye’yi de yeniden kendi arzuları istikametinde şekillendirmek istemektedirler. İşte meselenin aslı ve esası budur.