AYŞEGÜL ASLAN

Tarih: 21.11.2025 11:57

Bir Tuşla Hayatları Çalıyorlar: Yaşlılar Hedefte!

Facebook Twitter Linked-in

Teknoloji hayatımızı kolaylaştırıyor mu? Evet. Fakat artık şunu kabul etmeliyiz: Aynı teknoloji, özellikle yaş alan bireyler için görünmez bir tehdit ağı da örüyor.
Bu sabah televizyonu açtım ve yine aynı haber “Yaşlı bir vatandaş daha dolandırıldı.”
Öyle ki, dolandırıcılık haberleri neredeyse hava durumu kadar rutin hâle geldi.
Kötü olan ise bu rutine alışmamız… Ve kimsenin dönüp “Biz ne yapabiliriz?” diye düşünmemesi
Bugün dolandırıcılık sıradan bir telefon aramasıyla sınırlı değil. Dünya örneklerinde dolandırıcıların yaşlılara akıllı telefon gönderip bu cihaz üzerinden sahte polis, sahte savcı ve sahte banka görevlileriyle iletişim kurdurduğu yöntemlere bile rastlıyoruz.
Türkiye’de de senaryo aynı.
Kimi “torununuz kaza yaptı” diyerek korkutuyor,
Kimi “hesabınız terör örgütlerinin elinde” diyerek paniğe sürüklüyor,
Kimi “yatırım fırsatı” diyerek birikimleri çekip alıyor. Yaşlılarımız hem duygusal olarak hem de teknolojik açıdan istismar ediliyor.
Yaş almak (Yaşlanmak) dünyayı algılama hızını yavaşlatıyor, yeniliklere adapte olmak güçleşiyor.
İşte dolandırıcılar da tam olarak bu boşluğu kullanıyor.
Bilinmeyen numaralar, sahte kimlikler, profesyonel ses kayıtları, yapay panik ortamı…
Tüm bunlar, yaşlı vatandaşın soğukkanlı davranmasını zorlaştırıyor. Ve birikimler böylece bir anda kayboluyor.
Hadi  soralım? 
Yaşlanmak suç mu? 
Zamanı takip edememek bir eksiklik mi?
Bilmediği teknoloji nedeniyle kandırılan birine kızılır mı?  Hayır.
Asıl sorgulanması gereken bambaşka bir şeydir. Bu insanların etrafında onları koruyacak bir sistem var mı?
Pekii…. Büyüklerimiz kime güvenecek? 
Onları kim koruyacak?
Bugünün en ağır sorusu bu bence.
Dolandırıcılar artık öyle profesyonel ki, yaşlı bir kişinin “yanıldım” deme şansı bile kalmıyor.
Gerçek telsiz sesi, sahte resmi belgeler, orijinaline benzeyen uygulamalar…
Yaşlılarımız bir yandan yalnızlık çekiyor, bir yandan da güven duygusu ile korku arasında sıkışıyor.
Dolandırıcılık kabullenilecek bir “Rutin Haber” olmaması gerekiyor.
Bir ülkenin yaşlıları sürekli tuzağa düşüyorsa burada bireysel hata değil; toplumsal bir eksiklik vardır.
Hadi biraz kafa yoralım birlikte; Naçizane çözüm mü?
Bizlerin yaşlılarımıza bir telefon numarasını (112) öğretmek, bir uygulamayı göstermek, “Şüphelenirsen beni ara” demek bile bazen hayat kurtarabilir,
Okullarda sadece gençlere değil, velilere ve yaşlı aile bireylerine yönelik “dijital güvenlik” seminerleri düzenlenebilir,
Bankalar, operatörler ve teknoloji firmaları yaşlı dostu ara yüzler, uyarı sistemleri ve işlem kısıtlamaları geliştirebilir,
mahalle mahalle, cami cami, kahvehane kahvehane dolaşıp yaşlılara eğitim verilmesi mümkündür.
Bu ülkede trafik eğitim araçları dolaşıyor; neden “dolandırıcılık farkındalık araçları” dolaşmasın.
Peki Medya !
Haber yapmak yetmez. Aydınlatıcı içerikler, örnek senaryolar, rehber niteliğinde programlar hazırlanmalı.
Unutmayalım ki… Yaşlanmak suç değil. Bir gün bizlerde yaşlanacağız. 
Olması gereken mi?  onları koruyacak sistemi kurmak….


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —