Ben kimim, neyim, neciyim sorgulamalarında üç boyutlu dünyanın, bir de olmayacak şey, gök delindi Niğde'de... Oysa kar şehridir bu küçük şehir, bilirim ayazında üşümüşlüğüm çoktur ve özlemişliğim ılık, üşütmeyen yağmurlarını doğduğum toprakların. Bu yağmur bir armağan mıydı göklerden bana? (Özür dilerim hala aşamadığım korkularım var, darağacında idam edemedigim, belki barışamadığım, cuma vakitlerinde yüzleşemediğım...)
Cansuyu veremedim limonmelisaya zira çok yağmur yağıyordu, zira çok da yorgundum. Yirmi dört senelik meslek hayatımda ilk kez derse gireceğim sınıfları karıştıracak kadar yorgundum ama limonmelisa ekilmeliydi, toprakla buluşmalıydı, kök salmalıydı çünkü adında limon vardı karasal iklimde boy vermeliydi bir Akdeniz çiçeği, benim gibi, tutunmalıydı hayata...
Ve taa Konya'dan gelmişti bu minnacık fide. Mevlananın himmeti olacaktı belki, zavallı çocuk ruhuma, belki kaybolmayacaktım bu kadar, belki yorulmayacaktım. Ben de çabaladım. Ektim nihayet...
Cansuyu veremedim zira çok yağmur vardı, ben de Allah'a emanet ettim onu, tıpkı yorgun ben gibi...
Allah'a emanetsiniz dostlar, rahmetiniz bol olsun.